High Above Kapadokya: Conquering Fears in a Hot Air Balloon Podcast By  cover art

High Above Kapadokya: Conquering Fears in a Hot Air Balloon

High Above Kapadokya: Conquering Fears in a Hot Air Balloon

Listen for free

View show details

About this listen

Fluent Fiction - Turkish: High Above Kapadokya: Conquering Fears in a Hot Air Balloon Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.com/tr/episode/2025-06-04-22-34-02-tr Story Transcript:Tr: Gökyüzü pembe ve mavi tonlarına bürünmüştü.En: The sky was cloaked in shades of pink and blue.Tr: Kapadokya'nın eşsiz peri bacalarının arasında rengârenk balonlar yükseliyordu.En: Among the unique fairy chimneys of Kapadokya, colorful balloons were rising.Tr: Emir ve Selin bu güzel sabaha heyecanla başlamıştı.En: Emir and Selin started this beautiful morning with excitement.Tr: Emir maceraperest bir ruh taşırken, Selin hava balonuna binmekten biraz korkuyordu.En: While Emir carried the spirit of an adventurer, Selin was a bit scared of getting on the hot air balloon.Tr: Geceden başlayan hafif rüzgar sabahın erken saatlerinde yerini sakin bir havaya bırakmıştı ancak dedikleri gibi 'Kapadokya'nın havası belli olmaz.'En: The gentle wind that started in the night gave way to calm weather in the early morning hours, but as they say, "One can never predict the weather of Kapadokya."Tr: İkisi de minik sepete adım attılar.En: Both stepped into the tiny basket.Tr: Pilot, yolculuk öncesi güvenlik talimatlarını verdi.En: The pilot gave the safety instructions before the journey.Tr: Emir makinesini hazırladı.En: Emir prepared his camera.Tr: Kavuşacakları manzarayı sabırsızlıkla bekliyordu.En: He was eagerly awaiting the view they would soon behold.Tr: Balon hafifçe yükselirken, Selin derin bir nefes aldı.En: As the balloon gently lifted, Selin took a deep breath.Tr: "Bunu yapabilirim," dedi kendi kendine.En: "I can do this," she said to herself.Tr: Emir, Selin'in elini tutarak ona destek oldu.En: Emir held Selin's hand to support her, his eyes on the beauty at the horizon.Tr: Gözleri ufuktaki güzellikteydi.En: Everything was wonderful at first.Tr: İlk başta her şey çok güzeldi.En: Then, suddenly, the wind changed.Tr: Sonra, aniden, rüzgar değişti.En: Dark clouds started appearing on the horizon.Tr: Ufukta kara bulutlar beliriyordu.En: The pilot's expression grew serious.Tr: Pilotun ifadesi ciddileşti.En: Shortly after, the wind intensified.Tr: Kısa bir süre sonra, rüzgar şiddetini artırdı.En: The balloon began to sway dangerously.Tr: Balon tehlikeli bir şekilde sallanmaya başladı.En: Selin panicked.Tr: Selin paniğe kapıldı.En: Her fear of heights resurfaced.Tr: Yükseklik korkusu yeniden ortaya çıktı.En: Although Emir felt the tension, he remained calm.Tr: Emir ise gerginliği hissetse de sakindi.En: He turned to Selin.Tr: Selin'e döndü.En: "The pilot will land us safely.Tr: "Pilot bizi güvenli bir şekilde indirecek.En: We can trust him," he said.Tr: Ona güvenebiliriz," dedi.En: Selin took deep breaths.Tr: Selin derin derin nefes aldı.En: Emir's words gave her strength.Tr: Emir'in sözleri ona güç verdi.En: Looking around, she realized that the wind couldn't dull the beauty.Tr: Çevresine bakarak, rüzgarın güzellikleri solduramadığını fark etti.En: After a while, the balloon stabilized as the wind changed direction.Tr: Balon, bir süre sonra, rüzgarın yön değiştirmesiyle dengelendi.En: Selin shook off her fear and began to watch the wonders of nature and the sky around her.Tr: Selin içindeki korkudan sıyrıldı ve çevresindeki doğanın, gökyüzünün harikalarını izlemeye başladı.En: Emir courageously smiled at her.Tr: Emir ona cesaretle gülümsedi.En: The beauty they experienced was enchanting.Tr: Yaşadığı güzellik büyüleyiciydi.En: Selin understood that her fears didn't hold her back.Tr: Selin, korkularının ona engel olmadığını anladı.En: A warm smile formed on her face.Tr: Yüzünde sıcak bir tebessüm oluştu.En: Finally, the dark clouds drifted away, the sky cleared, and the balloon landed safely.Tr: Sonunda, karanlık bulutlar uzaklaştı, hava açıldı ve balon güvenle yere indi. Selin güçlü ve mutlu hissediyordu.En: Selin felt strong and happy.Tr: Emir ise mutluydu; hem manzarayı kameraya sığdırmış, hem de Selin'in korkularını yenmesini sağlamıştı.En: Emir was happy too; he had captured the view on camera and helped Selin overcome her fears.Tr: Bu deneyim onların hayatlarında önemli bir yer edindi.En: This experience took an important place in their lives.Tr: Selin, maceraların korkularını yenmesinde yardımcı olabileceğini gördü.En: Selin saw that adventures could help her overcome her fears.Tr: Emir ise, maceraperest ruhunu güvenle dengelemesi gerektiğini anladı.En: Emir realized that he needed to balance his adventurous spirit with safety.Tr: İkisi de birbirinin değerini anladı ve bu yolculuk onları daha da yakınlaştırdı.En: They both understood each other’s value, and this journey brought them even closer.Tr: Gökyüzünün altında başlayan bu yolculuk, yüreklerinde, dostluk ve güvenin sağlam bir yer edinmesini sağladı.En...
adbl_web_global_use_to_activate_T1_webcro805_stickypopup
No reviews yet