Bu bölümde iki buçuk yılın sonunda Hatay’da yaşarken nasıl olduğumuzu, halimizi konuşurken aynı zamanda kentin içinde bulunduğu belirsizlikten de bahsettik. Halimizi anlatırken umutsuzluk, yorgunluk ve karanlık tarafların yanında umudu ve aydınlık tarafların varlığını hatırlamaya çalıştık. Kişisel hayatlarımızdaki belirsizliğin kentin içinde bulunduğu belirsizlikle paralel ilerdiğini fark ettiğimizde iyi ki dediğimiz durumları ve kişileri dile getirdik. Bölümü dayanışmanın bu süreçte ne denli umut ve güç verdiği anlar ile tamamladık.

Hikayelerle büyüten, bir dönemin görkemli şehri Antakya’yı bıkmadan usanmadan konuşmayı, anmayı seviyoruz, önemsiyoruz. Bu hafta Deprem Dayanışma Derneği’nden ve Antakyalı bir arkeolog da olan Mert bizimleydi. Mert’in samimiyetle dökülen cümleleriyle Antakya’da büyümeyi, hikayeleri, Antakya’nın bugününü ve tüm bunların içerisinde gençleri konuştuk. Sohbet derinleştikçe fikirler de uçuşmaya başladı 🙂 Antakya’nın hikayelerinin anlatıldığı hikaye anlatıcılığı gecelerinde buluşma fikri bizi çok heyecanlandırdı! Neden olmasın?

Dinleyiciye Not: Antakya ve hikayelerine dair bizimle paylaşmak istedikleriniz olursa yorumlara bekleriz 🙂

Bu haftaki konuğumuz karikatürist, çizer Aslı Alpar. Gençlerle yapılan çalışmalarda gündelik hayatta değiştirmek istediklerimizi sanatla nasıl ifade edildiği, sanatın savunuculuk zeminini oluşturmadaki etkisini, kolaylaştırıcı bir yol ve yöntem olması üzerine konuştuk. Afet sonrası gençlerle yapılan çalışmaların etkisi, zorluğu ve farklılıkları üzerine yaptığımız söyleşide gençlerle çalışmanın farklı bakış açıları ve yöntemlere ihtiyaç duyulduğunun altını çizdik.

Dinleyiciye Not: Geçtiğimiz kayıtta ve bu kayıtta bahsi geçen gençlerin karikatür eserlerini aşağıdaki web sitesinden bulabilirsiniz. 😊

Gençlerle Sanat İnisiyatifi Savunuculuk Toplulukları Karikatürleri

Gençlerle Sanat İnisiyatifi olarak Eylül 2024-Mart 2025 tarihleri arasında Savunuculuk Toplulukları projesinin katılımcılarından Selvi ve Zeynep bu bölümün konukları. Bu projeyi Mart ayında bir sergi ile tamamladık. Bu sergide gençler deprem sonrasında yaşadıkları durumları ve sorunları sanat yoluyla anlattılar. Gençler bu kayıtta kendilerini sanatla ifade etmenin etkilerini anlatırken hem gençlere hem de yetişkinlere söylemek istediklerini paylaştılar.

Dinleyiciye Not: Zeynep’in ve Selvi’nin yaptığı eserleri aşağıdaki linkten bulabilirsiniz.

https://www.youtube.com/@Gen%C3%A7lerleSanat%C4%B0nisiyatifi

Gençlerle çalışmak nasıl ve gençler ne ister diye başladık ama soruların ardı arkası kesilmedi. Neler mi konuştuk: Gençlerle Sanat İnisiyatifi olarak gençlerle sanat odaklı çalışmaları, bu çalışmaların etkisini, afet sahasında genç olmayı, yetişkin olarak kendi deneyimlerimizi ve yetişkin yargılarımızı..

Dinleyiciye Not: Kayda başlamadan önce gençlerin enerjisiyle eşitlenmek için Dua Lipa’da Houdini şarkısını dinleyip dans ettik. :)

Bu bölümde içimizi döktük. Hayal kırıklıklarımızdan, yarım kalmışlıklarımızdan ve bizi zorlayan karşılaşmalardan bahsettik. O nedenle bu bölüm biraz daha uzun oldu. :) Zaman zaman da konuşurken zorlandık. Ama içimizi dökmek çok iyi geldi. Aynayı kendimize çevirmeyi de ihmal etmedik. Nasıl çuvalladığımızı duymak için bölümü sabırla dinlemeniz gerekiyor. :)

Konuştuklarımızın sizdeki yansımalarını duymayı çok isteriz. 🍃

Yeni bölüme, uzun zamandır üzerine düşündüğümüz “Bu şehirle nasıl ilişkileniyoruz ve yeniden nasıl ilişkilenebiliriz?” sorusu ile başlıyoruz. Kesra’nın deprem sonrasına ait bir kent hafızası varken Özlem’in önceye dayalı bir buçuk yıllık, şehrin tarihi bölgelerinden biri olan eski Antakya’daki deneyimini anımsama üzerine söyleşiyoruz.

Dinleyiciye Not: Özlem’in sesinin daha geriden ve kısık gelmesinin sebebi, moral bozukluğundan değil mikrofon bozukluğundandır. :)

Sevgili dinleyici, bu bölüm öfke ve umut içerir. 6 Şubat anmasının ikinci yıl dönümünde yasın hem kişisel hem toplumsal yansımalarını kendi deneyimlerimiz ve gözlemlerimiz üzerinden paylaştık ve bize düşen payını yaşarken aynı zamanda Antakya'daki yasa tanıklık ettik. Yasın bizi gölge gibi takip ettiği son iki senede, anma günü birlikte yürümek istediğimiz yollar bizlere kapatılmıştı.

Dinleyiciye not: Bir yerde Özlem 4.17 yerine 4.15 derken, sona doğru Kesra 2025 yerine 2023 diyor. Zamanın akışının bizde ne halde olduğuna ufak bir örnek :)