Hayatınızın kontrolünü elinizde mi, yoksa gizli yıllar önce yaşadığınız atalarınızın ödenmemiş borçlarında mı? Sürekli aynı sorunları yaşayan ve birileri boyutu bunun 'atalarınızdan gelen bir karma' olduğunu mu söylüyor?
Peki ya bu 'karmik borçlu' dedikleri şey, silmeye çalışırken sistem güncellemeleriyle geri gelen sinir bozucu bir bilgisayar sistemi gibiyse? Ya o lanetli pinpon topu, Mario gibi boşluğa düşmek yerine inadına sizi buluyorsa?
Bu bölümde kahvelerimizi alıp atalarımıza fatura kesmeyi bırakıyoruz. Hem kahkahalarla güleceğimiz hem de "İşte bu!" Diyeceğimiz bu sohbette, asıl meselenin bilincimize eklediği düşünce kalıpları ve hayatımızın 'fabrikada kaldığımızı' konuşuyoruz. Yıllardır bu sahada sorgulayan ve gerçek arayanlardan biri olarak, boyut ezberlerinizi bozduracak ve bir o kadar da eğlenceli bir bakış açısı sunuyorum.
Kendi hayatınızın tapusunu geri alma ve sinirleşme göstermesi Geri Dönüşüm Kutusu'ndan bile tamamen silme zamanı geldiyse, bu sohbetin tam boyutuna göre!

Partneriniz en ufak bir tartışmada küsüp kendini odaya mı kapatıyor? Sorumluluk almaktan kaçıp, her şeyi sizin çözmenizi mi bekliyor? Belki de sandığınız gibi bir yetişkinle değil, annesinin şatosundan yeni ayrılmış bir "Pamuk Prens" ile yaşıyorsunuzdur.
Bu bölümde, günümüz ilişkilerinin en temel sorunlarından birini masaya yatırıyor ve onu hepimizin bildiği bir masala dönüştürüyoruz. Valizini toplayıp annesine dönen erkeklerin, her işi tek başına üstlenmekten yorulan güçlü kadınların ve bu kısır döngüdeki "Kraliçe Anne" faktörünün izini, mizahi bir dille, Pamuk Prens'in daha önce hiç duyulmamış hikayesinde sürüyoruz.
"Altın kafeste" yetiştirilen erkek çocukları, onlara hem annelik hem de eşlik yapmaktan yorulan "Yedi Cüceler" ve zehirli elmanın aslında ne anlama geldiğini keşfedeceğiniz bu bölümde, kahkahalarla kendi hayatınızdan yansımalar bulacaksınız.
İlişkinizdeki rolleri yeniden düşünmeye hazırsanız, masalımız başlıyor!

Elbette burada bölümlerz için dinleyicilerin ilgisi hemen gelecek bir açıklama ve platformlarda görünümler artırılacak, virgülle ayrılmış anahtar kelimeler (etiketler).

Hayatınızı değiştireceğiniz söylenen o sihirli formülleri geliştirdiniz... Olumlamalar, "iptal" seansları, evrene yollanan o ünlü mesajlar... Peki, dürüstçe cevap verin: Hâlâ aynı yerde misiniz? Belki de sorun sizde değil, boyutlarda üretilen o formüllerdedir.
Bu bölümde, "Yıkıp Yaratımımı İptal Ediyorum" cümlesinin peşine takılıp absürt bir maceraya çıkıyoruz. Simbad'ın uçan halısıyla "Godzilla Ötesi"ne gidiyor, Alaaddin'in lambasının sırrını çözüyor ve evreni Tüketici Hakları'na şikayet tedavisi ne kadar sağlıklı(!) olduğunu tartışıyoruz.
Modern "iptal" kültürünün kibrini, dedelerimizin "Estağfurullah" tevazusu ve komşuya uzatılan bir tabak yemeğinin o muazzam bilgeliğiyle karşılaştırıyoruz. Geçmişini silenin neden üretilemediği, köksüz ağaçların neden meyve vermediğini ve gerçek kişisel gelişimleri o parlak ambalajların çok daha derininde olduğunu gülmelerle ve iğneli bir dille ele alarak satın almakta.
Eğer lafı dolandırmayan, filtrelemiyorsanız ve bol kahkahalı bir sohbete hazırlanırsanız, bu bölümün tam boyutuna göre hazırlayın.

Eşiniz hasta olunca bir anda üçüncü çocuğunuza mı dönüşüyor? 🤒 Ya da siz, farkında olmadan partnerinizin annesinden devraldığınız "bakım ve idare etme" görevini mi sürdürüyorsunuz? 🤷‍♀🤷‍♂
Mehmet'le Kişisel Gelişim Kafası'nın 6. bölümünde, ilişkileri içten içe kemiren o meşhur "anne-oğul" dinamiğini masaya yatırıyoruz!
Bu bölümde sadece "hastayken çocuklaşan erkekleri" değil, aynı zamanda farkında olmadan bu durumu besleyen ve kendi oğlunu da gelecekteki eşi için bir "prens" olarak yetiştiren "süper kahraman kadınları" da konuşuyoruz.
Amacımız bir tarafı suçlamak değil! Bu nesilden nesile aktarılan ve temelleri çürük binalar gibi en ufak sarsıntıda yıkılan hayatlar yaratan kısır döngüyü kahkahalarla deşifre etmek.
İlişkinizde bir "partner" mi arıyorsunuz, yoksa bir "çocuk" mu büyütüyorsunuz? Gerçek dengeyi nasıl kurarız? Yıkıcı depremler yerine, sağlam temelleri nasıl atarız?
Cevaplar ve bolca kahkaha bu bölümde! Kulaklığınızı takın, çünkü bu bölümden sonra ilişkinize asla eskisi gibi bakamayacaksınız. 😉

Koluna 520 yazınca cüzdanın doluyor mu? 777 çizince mucizeler kapını çalıyor mu? Yoksa hepsi sadece sabunla zor çıkan birer mürekkep lekesi mi? Bu bölümde, sayı sekansları efsanesini stand-up tadında bir sohbetle masaya yatırıyoruz! "Demirsiz inşaata kat çıkmaktan" beynimizdeki "inatçı müdürü" ikna etmeye, hem kahkahalara boğulacağınız hem de sayıların ardındaki gerçek gücü keşfedeceğiniz bir bölüm sizi bekliyor. Kemerlerinizi bağlayın, evrenin ATM şifresini çözmeye çalışıyoruz!

Kişisel gelişim klişelerinden ve "pozitif düşünce" baskısından sıkıldınız mı? O zaman doğru yerdesiniz! "Anlam Yolu",bu sohbetin enerjisini hayatını en derin ayrıntılarıyla birleştiren benzersiz bir podcast. Her bölümde, hayatı bir şirket, kaderi bir yelkenli tekne, sabri ise bir çiftçilik serüveni gibi ele alıyor; hem güldürüyor hem de unuttuğumuz en temel gerçekleri yeniden hatırlatıyoruz. Eğer aklınızı kullanırsanız güldürürken ruhunuzu doyuracak bir mola vereceksiniz, bu sahne siz!

Bundan daha iyi nasıl olur?”
Son zamanların en çok tekrarlanan, en yanlış kullanılan cümlesi.
Bu bölümde bu güçlü oluşumu nerede, nasıl, ne zaman kullanman konuşuyoruz.
Çünkü doğru zamanda sihir yaratır…
ama yanlış zamanda evrene “bir kaza daha yolla” verir.

Aynalama” herkesin ağzında ama kimsenin ne dediği tam belli değil.
Bu bölümde, kişisel gelişimin otomatiğe bağlanmış ezberlerinden biri olan ayna söylemini masaya yatırıyoruz.
Her şeyin “senin yansıman” olmadığını, bazen sadece karşındaki insanın gerçekten sorunlu olabileceğini hatırlatıyoruz.
Sorgulayanlara gelsin.