• der ya Sinema Kulübü ile Kral Richard
    Apr 14 2025

    Sinema Kulübü’müzün 20inci buluşmasında Reinaldo Marcus Green’in yönettiği başrolünde Will Smith’in oynadığı 2021 yılı yapımı orijinal adı “King Richard” olan, bizde “Kral Richard” adıyla gösterime giren filmi konuştuk.

    Film tenis dünyasının iki süperstarı Venus ve Serena Williams’ın olağanüstü yükselişinin arkasındaki adam olan babaları Richard Williams’ın hikayesini anlatıyor. Film, Richard’ın azmi, vizyonu ve sıra dışı antrenman yöntemleriyle kızlarını Compton gibi zorlu bir mahalleden çıkararak dünya sahnesine taşımasını konu ediyor. Gerçek olaylara dayanan bu biyografik film, bir babanın hayalleriyle, sistemle mücadelesi ve ailesine olan sarsılmaz inancı etrafında dönüyor.

    Öncelikle Will Smith’in bu rolü ile En İyi Erkek Oyuncu Oskar’ını kazandığını hatırlatalım. Ancak o törende tarihe geçen bir an daha olmuştu; bu ödülü almasından 40 dakika önce, yaptığı espiri nedeniyle Chris Rock’a sahnede bir tokat atmıştı. Sonrasında Akademi ona 2032 yılına kadar uzaklaştırma cezası vermişti.

    Olay sonradan çok tartışıldı ama ne tuhaftır ki, Smith’in filmdeki rolü de böyle bir şiddete başvurma seçeneği ile karşı karşıya kalıyor ama o farklı sonuçlanıyor, izlerseniz göreceksiniz. Öte yandan kadının yani annenin rolünü biraz arka planda bırakmasına da takıldık biraz.

    Film tüm ebeveynlerin kendine sorduğu bir soruyu çağrıştırıyor. Çocuklarımızı potansiyelleri için mi, yoksa bunu kendi meselemiz haline getirdiğimiz için mi zorluyoruz?

    Filmde bunun uç bir örneğini görüyoruz belki de; Richard sanki hiçbir zaman keyif almakla ilgili değil sonuca odaklanmış bir disiplinle çocuklarını çalıştırıyor. Serena ve Venus böyle koşullandıkları ve zafere ulaştıkları için belki mutlular ama bu soru içimizde hep var, çocuklar ebevynlerini veya başkalarını mutlu etmek, beklentilerini karşılamak için mi kendilerini paralıyorlar, yoksa içten istedikleri için mi? Bu bir noktada acısı çıktığı zaman anlaşılıyor. Onlar gerçek hikayelerinde bunu çok da ele vermiyorlar gibiyse de geçen ay kitap kulübünde okuduğumuz Gabor Maté’nin Normal Efsanesi kitabında bir bölümün girişinde Venus Williams’ın şu sözü var. “Çoğu zaman kendimi kötü hissettiğimde kendimi iyi hissediyormuş gibi davranmak zorunda kaldım”

    Hollywood sinemasında bazı filmlerde bastırılmış olmanın ezilen olmanın etkilerini görüyoruz. Umudunu kaybetme’de, bu filmde veya Michael Jordan’ın hikayesinin anlatıldığı Nike Air filminde, bu sınıfların varını yoğunu ortaya koyup çalışması var. Bu Amerikan sinemasının özürü mü yoksa Amerikan rüyası propagandası mı bilmiyorum ama hep kendini yoktan var eden insanların, özellikle Afro Amerikalıların böyle zafer hikayeleri var. Avrupa sinemasından (ve tabii kültüründen de) böyle ayrılıyor sanırım, zira Avrupa sineması daha çok gerçekliği yüzümüze vurur, rahatlatmak yerine rahatsız edicidir ve “çözüm yok ama farkında olun” der.

    Biz yine de filmi izlemeye değer bulduk, size de tavsiye ederiz.

    (03:20) Belgin Elmas (09:10) Uğur İyidoğan (12:24) Burcu Hanım (14:13) Feyza Demir (18:06) Burcu Hanım (18:50) Elif Burcu Yılmaz

    Support the show

    Show more Show less
    24 mins
  • Phill Agnew ile Basitleştirilmiş Davranış Bilimi
    Apr 7 2025

    Bu bölümde, İngiltere'nin en çok dinlenen pazarlama podcast'i "Nudge"ın yaratıcısı Phill Agnew ile yaptığım, geçtiğimiz hafta yayınladığım söyleşinin bir özetini size sunuyorum.

    Pazarlamadan psikolojiye uzanan bu sohbet, seçimlerimizi nelerin etkilediğini ve kararlarımızın arkasındaki sırları açığa çıkarıyor. Süpermarketlerdeki basit bir düzenlemeden, büyük şirketlerin stratejilerine kadar, her yerde karşımıza çıkan "dürtme" sanatını keşfediyoruz. İnsanların neden belirli bir şekilde davrandığını anlamak, hem iş dünyasında hem de günlük hayatta bize yeni kapılar açabilir.

    Phill, davranış biliminin pratik kullanımlarda nasıl uygulandığını teorinin ötesine geçerek gerçek dünya örnekleri ve kendi denemeleriyle anlattı. Ayrıca "dürtme"nin etik yönlerini ve onu sorumlu bir şekilde kullanmanın ne kadar önemli olduğunu da konuştuk. Yapay zekanın pazarlamanın geleceğindeki olası rolünü ve nihayetinde insan davranışının doğal irrasyonelliğini aşıp aşamayacağını tartıştık.

    Bu bölüm, yalnızca iş ve pazarlama için değil, aynı zamanda insanların nasıl karar verdiklerine ve etkileşime girdiğine dair çok sayıda yararlı fikir ve kaynak sunuyor.

    Phill'in podcastinin yanı sıra haber bültenine dahil olmanızı ve bu bağlantıdaki formu doldurarak 25 kitaplık okuma listesini indirmenizi hararetle tavsiye ederim:

    https://nudge.kit.com/reading-list

    Support the show

    Show more Show less
    15 mins
  • Behavioral Science Simplified with Phill Agnew
    Mar 31 2025

    In this episode, I had the distinct pleasure of hosting Phill Agnew, the creator of the UK's top marketing podcast, "Nudge."

    For those of you with a strong interest in the connection between marketing and the complexities of human behavior, I believe this episode will be very worthwhile. Phill gave a full explanation of how behavioral science appears in practical uses, moving beyond theory to real-world examples and his own compelling research.

    However, our conversation went beyond just marketing tricks. We also explored the ethical sides of "nudging" and how important it is to use it responsibly. Furthermore, we examined the possible role of artificial intelligence in the future of marketing, and whether it can ultimately get around the natural irrationality of human behavior. This episode offers a wealth of useful ideas that apply not only to business and marketing, but also to a wider understanding of how people interact. I encourage you to listen carefully and get ready to have your perspectives broadened.

    I also highly recommend you join Phill's email list and download his reading list of 25 books by filling out the form at this link:
    https://nudge.kit.com/reading-list

    Phill Agnew's UK #1 Marketing Podcast "Nudge"
    https://open.spotify.com/show/0zpOldE9YMNYN1QiL7EBfS?si=1d7ad1af98a14452

    Support the show

    Show more Show less
    47 mins
  • Konukların Değer Yaratma Formülleri - V
    Mar 24 2025

    Podcastimin takipçileri biliyor, 50 bölümde bir konuklarımın değer yaratma formüllerinden bir derleme yapıyorum. Son elli bölümde, yani Şubat 2024’ten bu yana 16 bölümde 17 konuk ağırlamışım, hepsinin üstünden geçmek çok güzel bir pratik oluyor benim için. Yalnız daha bir sene geçmeden beni o an çok etkileyen tespitlerin bazılarını unuttuğumun farkına vardım. Yine hayıflanmaktan geri kalamadım, ne çabuk tüketiyoruz üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken şeyleri.

    Bu özetler sayesinde siz de konuklarımın yaklaşımlarını bir arada değerlendirebilir ve ilginizi çeken bölümlerin tamamını dinleyebilirsiniz. Hatta serinin 1, 2, 3, 4 numaralı geçmiş koleksiyonlarına da kulak verebilirsiniz. Daha da güzeli; Spotify’da da artık değerlendirme bırakabiliyorsunuz, Apple’daki gibi, orada da vereceğiniz yıldızlarla podcastimin daha geniş kitlelere ulaşmasında destek olursanız çok mutlu olurum.

    Support the show

    Show more Show less
    19 mins
  • Koray Çandır ile Teknolojiyle Uzun ve Sağlıklı Yaşamak
    Mar 17 2025

    Bu bölümde konuğum Teknoloji Evangelisti Koray Çandır.

    Bu ünvanı hak ettiğine inandığım teknoloji ile iç içe bir kariyeri var Koray Çandır’ın. Son 12 yılını geçirdiği Intel’de son yıllarda küresel inovasyona öncülük etmekle ve Yapay Zeka gelir fırsatlarını üst düzeye çıkarmakla görevliydi.

    Intel gibi dijital teknolojinin kalbinde yer alan bir şirketten bir profesyonele teknolojik yenilikleri takip etmeye çalışan ama işin teknik tarafından bihaber bir kişinin merak ettiği soruları sormaya çalıştım süremizin elverdiği kadarıyla. İşlemcilerin gelişiminden başladık, kuantum bilgisayarlara, oradan yapay zekadaki son gelişmelere, ajanlara ve DeepSeek’e uzandık.

    Sohbetimizin ikinci bölümünde ise şu an henüz kuruluş aşamasındaki girişimi Longeva’dan bahsettik. Girişimin amacı bireylerin longevity yol haritalarını belirleyip, yaşamlarına kalite kattıkları bir yolda onlara destek olmak. Bunu kişiye özel yapabilmek danışanlarını tanımaktan geçiyor, bunun için de teknolojiden ve yapay zekadan faydalanıyorlar. Longevity’den beklenti ve bu hayatımıza yeni giren kavramın algısı değişiklik gösterebilir, Koray’ın ilgi duyduğu alan ve danışanlarına vaadi ise “sağlığı, enerjiyi ve gençliği korumaya yardımcı olacak bir dizi yaşam tarzı değişikliği” kazandırmak.

    Siz de bu konularla ilgiliyseniz Koray’la 25 yılı aşkın tanışıklığımızın verdiği samimiyetle sürdürdüğümüz bu söyleşiye kulak vermenizi öneririm.

    Koray Çandır'ın Linkedin sayfası
    https://www.linkedin.com/in/koraycandir/

    (02:11) İşlemcilerin hayatımızdaki rolü (10:35) yapay zekadaki gelişmeler (14:16) Prompt (istem) mühendisliği (16:34) yapay zeka ajanları (18:45) DeepSeek (25:42) Teknoloji evangelistliği ve Longevity konusu (27:15) Longeva’nın amacı (31:12) Teknolojiyi kişiyi tanımada kullanma (35:06) Koray Çandır'ın değer yaratma formülü

    Support the show

    Show more Show less
    42 mins
  • der ya Kitap Kulübü ile Intermezzo
    Mar 10 2025

    Kitap Kulübümüzün 50inci buluşmasında Sally Rooney'nin 'Intermezzo' adlı romanını konuştuk. Evet dile kolay elli ay ve elli kitap devirmişiz, aslında daha fazla, yazarla buluşmaları da sayarsak ama 50 kulağa hoş gelen bir rakam, şimdiki hedef dalya demek.

    Sally Rooney genç yaşta (şu an 34 yaşında) büyük bir başarı elde eden ve edebiyat dünyasında önemli bir yer edinen bir İrlandalı yazar. "Intermezzo" kendisinin dördüncü kitabı. Özellikle Z kuşağını iyi tanıdığı için onlara daha çok hitap ettiği söyleniyor değerlendirmelerde, anlatımında da karakterlerin düşünce yapılarında izlerine rastlayabiliyorsunuz.

    Yazar bu kitabında bilinç akışı tekniği kullanmış. Kurgusal bir metinde anlatıcının ya da karakterin aklından geçenleri herhangi bir mantık ölçüsüne bağlı kalmadan, zihninde anlık yanıp sönen düşünceleri, sayıklama edasıyla kâğıda dökmesi olarak tanımlanıyor bu teknik. Karakterlerin iç dünyasına derinlemesine iniyor ve okuyucuyu merakta bırakıyor. Eğer bu ritme alışabilirseniz. Bu nedenle kitap kulübümüzde de bu sıra dışı anlatıma ısınmayanlar, kitabı bitirmekte zorlananlar olmuş.

    Sohbetimizde, Peter ve Ivan kardeşlerin karmaşık ilişkilerini, toplumun bakış açılarını tartıştık. Türkiye’de geçseydi bu roman nasıl olurdu diye sormadan edemedik. İrlanda’lı bir yazardan okuduğumuz ikinci kitap oldu. Geçen yıl Audrey Magee’den Koloni adlı kitabı okumuştuk. İki kitaptaki soğuk havadan ve karakterlerin yaralarından benzerlik kuranlar da oldu aramızda.

    Neticede bence alışılmışın dışında tarzıyla güzel bir numune oldu kulübümüzün kitaplığında.

    Bu bölümde sözlerine yer verebildiğim arkadaşlarım sırasıyla;

    (02:16) Aycan Acar Şahin, (04:28) Müge İrfanoğlu, (07:42) Hicran Şaşmaz, (10:36) Mürsel Çavuş, (17:13) Suat Soy, (19:44) Feyza Demir, (25:00) Uğur İyidoğan, (26:43) Mürsel Çavuş, (29:14) Hatice Ergüven Doydum, (30:50) Tülin Cevizci, (33:11) Aydan İrem Sungur, (33:48) Hicran Şaşmaz

    Support the show

    Show more Show less
    37 mins
  • Prof. Dr. Türker Kılıç ile Beyinbilim Perspektifinden Yaşamı Anlamlandırmak
    Mar 3 2025

    Bu bölümde, kitap kulübümüzün yazarla buluşma etkinliğinde ağırladığımız Dünya ve Avrupa Bilim ve Sanat akademileri üyesi, beyin ve hipofiz cerrahı Prof. Dr. Türker Kılıç ile söyleşimizden bir derlemeyi sunuyorum.

    Son yıllarda yapılan kapsamlı çalışmalara rağmen beyin vücudumuzun hakkında en az şey bildiğimiz parçası olmaya devam ediyor. En büyük gelişme ise bu çalışamlarda sadece beyni değil tüm yaşamı anlamamıza kapı açan yeni bir matematiğin keşfedilmiş olması.

    Türker Hoca, yaşamın aslında bir enformasyon sistemi olduğu fikrini ele alarak, beyin nasıl düşünce üretiyorsa yaşamın da aynı şekilde gerçeklik ürettiğini vurguluyor. Bu bakış açısı, modern bilimin temel taşlarını yeniden gözden geçirmemizi sağlıyor. Peki, yapay zeka gerçekten “yapay” mı? Kılıç’a göre, her enformasyon işleyen sistem er ya da geç zeka üretiyor. Bu durumda, insan zekası ile yapay zekanın gelecekte nasıl bir etkileşim içinde olacağını anlamak büyük önem taşıyor.

    Eğitim sistemimiz ise başka bir önemli konu. Mevcut sistemin sahip olmaya dayalı bir yapı üzerine kurulu olduğunu, ancak çocukları geleceğe hazırlamak için sahip olmaya değil anlamlandırmaya dayalı bir modelin gerekliliğini vurguluyor. İhtiyacımız olan eğitim modelini şöyle tanımlıyor: Merakla başlayıp çalışkanlıkla zeki olmanın üzerine eklemlendiği, yaratıcılık ve iyilik haliyle devam eden, anlamlandırmayla sonuçlanan bir eğitim.

    Hocanın canlı hayat, bilinç, yaşamın anlamı üzerine dile getirdiği düşünceler çok etkileyici. Üzerine düşünmek şart ve eminim podcastimin en uzun bölümünün bazı kısımlarını tekrar tekrar dinlemek isteyeceksiniz.

    Bilim ve felsefenin kesiştiği, zihninizi açacak bu bölümü kaçırmayın!

    Türker Hoca’nın geçtiğimiz Eylül ayında çıkan “Nasıl Daha İyi ve Güzel Bir Yaşam Kurarız? Beyinbilimin Yanıtı” adlı kitabını okumanızı hararetle tavsiye ediyorum.

    (04:40) Beyin hakkında bilmemiz gerekenlerin ne kadarını biliyoruzdur? (09:53) Kadim bilgi ile bilim kavuştu mu? (Ufuk Çarşıbaşı’nın sorusu) (17:05) Çocuklarımızın eğitimine nasıl yön vermeliyiz? (Fatma Saniye Canbek’in sorusu) (29:17) Fizik-Kimya-Biyoloji, canlılığın kaynağı hangisi? (36:08) Yapay zeka beynimizle nasıl bir ilişki içinde olacak (Aycan Acar Şahin’in sorusu) (44:56) Bilinç nedir? (49:55) Yeni bir yaşam nasıl kurulacak? (Feyza Demir’in sorusu) (01:02:08) En yetkin öğretmen yaşamın kendisi (01:04:17) Türker Hoca’nın kardeşi Yasemin Şahin’in kitaptan alıntısı

    Support the show

    Show more Show less
    1 hr and 7 mins
  • der ya Sinema Kulübü ile Umut Işığım
    Feb 24 2025

    Sinema Kulübü’müzün 19uncu buluşmasında David O. Russell’ın yönettiği başrollerinde Bradley Cooper, Jennifer Lawrence ve Robert De Niro’nun oynadığı 2012 yılı yapımı orijinal adı “Silver Linings Playbook” olan, bizde “Umut Işığım” adıyla gösterime giren filmi konuştuk.

    Bir akıl hastanesinde bir süre kaldıktan sonra, eski öğretmen Pat Solitano ailesinin yanına geri döner ve eski karısıyla uzlaşmaya çalışır. Pat, kendi sorunları olan gizemli bir kız olan Tiffany ile tanıştığında işler daha da zorlaşır.

    Önce filmin adı ilgimi çekti, onu araştırdım. Every cloud has a silver lining, diye bir deyiş var. Bizdeki “her şerde bir hayır vardır” anlamına geliyor. Hani karanlık bir bulutun arkasından gelen güneşin ışığıyla kontur şeklinde bir parlaklık olur, sanki gümüşlenmiş gibi. Her olumsuz durumun bile bir olumlu yanı vardır anlamında. Playbook ise filmde de önemli bir yere sahip Amerikan futbolunda oyun stratejilerinin, planlarının yer aldığı kitaba gönderme yapıyor. Yani hayatta karşılaştığınız sizi çok olumsuz etkilediğini bildiğiniz durumlar için bir planınız olsun, onu nasıl kendiniz için bir avantaja döndüreceğinizi bilin deniyor, Pat’e psikiyatristinin tavsiyesi de bu.

    Film ruhsal sağlık üzerinden bir çok konuya dokunuyor; ruh sağlığı sorunu yaşayan bireyin aile olan ilişkisi, bu ilişkinin iyileşme sürecine etkisini işliyor. Toplumsal dışlanmayı ve ayrımcılığı hem ruh sağlığı üzerinden hem de etnik köken üzerinden göz önüne getiriyor. Ama hepsinden önemlisi sevginin engelleri aşarak bize nasıl güç verdiğini, umut verdiğini hatırlatıyor. Filmde sanki kimse normal değil gibi de geliyor, hepimizin tuhaf düşünceleri ve davranışları olabiliyor, acaba bunlarla çok yüzleşmeden başkalarını yaftalamaya ne kadar meraklıyız’ı düşündürüyor.

    Film 8 dalda Oscar’a aday gösterilmiş. Sadece Kadın Başrol oyuncu ödülünü almış ama biz de bütün oyunculukların çok iyi olduğu konusundaki görüşümüzü beyan ettik. İyi ki izlemişiz dedik.

    Söyleşimizde kaçınılmaz olarak çok sayıda şahit olduğumuz vakalardan, hayatlardan anonim de olsa örnekler verildi, o kısımları dahil etmedim.

    Bu bölümde görüşlerine yer verebildiğim arkadaşlarım

    (02:47) Umut Alkaç, (05:22) Cem Çağatay Karaali, (07:41) Aydan İrem Sungur, (10:20) Mete Yurtsever (11:20) Feyza Demir, (16:33) Erkil Bağlan, (21:26) Feyza Demir.

    Support the show

    Show more Show less
    26 mins
adbl_web_global_use_to_activate_webcro768_stickypopup